Kelimelerin ortasında korkuya kapılanları gördüm
Derin olma kaygısıyla kusurlarının arasında boğulanları gördüm
Yazmanın kaynağının utançlarımız olduğunu gördüm
Bunca acının ortasında sinir uçları alınmış hissiyatsız beyinler gördüm
Hayal kırıklığının gri tonunda yalnızlığa kaçışları gördüm
-Baudelaire’le birlikte şiire
Nietzsche’yle de felsefeye
uzuvlarımızın bozukluğu girdi
şarkıya ve kavrama
yükseldi
hastalıklı ruhlarımız kariyeri-
Sessiz, sürekli meşgul kimseye vakti olmayan
hep hep bir yerlere yetişmeye çalışan
Gizemli takılan ötekilerinden daha derin
olduğumuzu göstermeye yarayan
nice hileler peşinde olanları gördüm
Dostoyevski,Nietzsche, Proust, Baudelaire, Rimbaud, Nazım
tüm değişimlere çalkantılara rağmen ayakta kalıyorlarsa,
bunu, zalimliklere karşın çıkar gözetmemesine,
acımasız cerrahilerine,
yıkıcılığının cömertliğine
borçlular
Eserleri bunca dayanıyorsa
Yıpranmıyorsa
geride kalmıyor
Tarihin tozlu sayfalarına atılmıyorsa
Buna engel olan şey
Yalnız yıkıcılıkları ve acımasızlırıdır
O çürümüşe ve eskimiş geride kalmışa saldırganlıktır asıl yazılanların itibarını koruyan
Mehmet Özgür Ersan