içimdeki boşluk mu ?
ötesine gitmemize neden olan
bir yere kök salma bahanesi ne kadar aşaltıcı
kanatlarımı kırıyor mülkiyetin kırbaçları
akıntı da martılar gösterir yolu bize
dalgaların ve ölümün üstüne
ekmek ve tuzun üstüne
dua ederim yalnız
adamlarım balıklar yosunların arasında
güvertem sağlam tanrı ile yalnızız
bu engin denizde
inanç ve umutla gerilmiş
pupa yelken gidiyoruz
umut edin
umut edin
umut edin
amen
yaklaşacak size kara
insan kaderini paylaşabilir
umutla asla solmayan gözlerin
kahverengi aydınlığında
gözlerimizi yıkamak için
biraz tatlı su
uyumak için
biraz sessizlik isteriz
sonsuz olan toprağa basmanın
heyecanıyla doyasıya dolaşmanın
hazzıyla dolu kalbimiz
gözlerinde başlar masumiyet
yalnız gözlerinde
keşfedilmemişlik arzusu
çevrilmemişlik zaptedilmemişlik arzusu
yeni yurt özlemi
bozulmadan kalabilmiş güzellikler arasında
her gece başka bir fısıltıyla
coşkulu bir ninni gibi
birer birer kadırgalarıma
doğru uzatılır o yaşam ağacının dalları
beni sevmiş o kadın
esmer ve kuşatıcı
o kadının yanında kalacak kadar
yurtsadım buraları
o kadar çok sevdim ki
onunla buralar da kalacak kadar
içimde bütün bunlar kırarken putları
kendi çaresizliğim bitti bak
tanrı’nın huzurunda akıyor bunca
ormanlar dolusu gözyaşı
bu yer benden sonra doğacaklarında
bitimsiz ölebileceği bir yer
şişer rüzgarla yelkenlerim
es ve es durmadan
eğer bütün hasretler bitecekse
yelkenim sana gebe
rüzgar es ve es
yelkenmi sana gebe
Mehmet Özgür Ersan 29.09.2015 Maltepe