İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Su ve Güneşin Şarkısı

 

Toprağın damarlarında akan su,
Hayat verir her canlıya, yeşertir her çiçeği.
Güneş, gökyüzünün kırmızı tacı,
Isıtır her bedeni, aydınlatır her yüreği.

Nicedir bir yabancıyım, sessiz yaşıyorum,
Kalabalıklar arasında, kendimle savaşıyorum.
Tarihin yaraları, birer iz gibi,
Hafızamın derinliklerinde yankılanıyor, acı bir melodi gibi.

Her söz boşlukta kayboluyor, kendini yitiriyor,
Aşkın ve dostluğun tadı damağımda kalıyor.
Kuru ekmek bölüşülen, yorgun bir adam uyuyor,
Zamanın ve Tanrı’nın oyunu ruhumu yoruyor.

Vatanım yok, dilim yok, soyum yok, ırkım yok,
Bunların hepsi birer hayal, ben sadece insanım.
Varlık tanrıçası’nın lütfuyla yaşamışım,
Yalnızca buna şükredebilirim, ben, kendim.

Yere, göğe, zamana, denize ve Anadolu’ya,
Yedi renk ardında saklı kader hizmetkârı,
Çok boyutlu bir evrende var oluyor,
Gözler yıldız tozu ışıklarla dolu,
Severken bile özgürlükleri var.

Kalbin sevinci ateş böceğine dönüşüyor,
Gül yaprakları saçlarını süslüyor.

Ama yine de, o zaman köpeğim,
Kuyruğu bacaklarımda, gözlerimde sevgi,
Çağırıyor beni kendi dünyasına,
Bir havlama dağıtıyor korkuyu,
Ve güneş yeniden doğuyor.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir