İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Alevî Bektaşilerin Türbe Ziyareti Kur ‘anda var mıdır?

O gün biz bütün insanları önderleri ile birlikte çağırırız.
İsra Süresi 71. Ayet

Kutsal mekanlar(Türbeler), asıl anlamıyla dini kişilerin; Allah’ın bir çok mucizeleri başta olmak üzere, doğaüstü özelikleri, gücü bulunduğuna ve insanlara yardım ettiğine inalınan ulu zatların(evliya, enbiya, ermiş) içinde yatırlarının(mezar) bulunduğu yapıdır. 

Bu özeliklerle donanımlı olan ulu erlerin; Dünyevi hayatında insanlara manevi huzur, güç, umut, uğur getirdiklerine ve  aynı zamanda adaletli davrandıklarına inanılan; Allah’a dua edip ve dualarının bu ulu zatların yüzü suyu hürmetine kabulüni dilemektir.     

Duaların, gülbangların, dileklerin, yalvarışların yanlızca Allah’a yapılması gerektiği bilinmekle birlikte evliya, enbiya, ermiş kişilerin Allah’ın bir çok özeliklerine dolayısıyla maneviyetine ulaşmış olmalarının, Allah’ın temsilcileri olduklarına ve dileklerinin Allah tarafından bu kutsal kişilerin yüzü suyu hürmetine kabul edildiği inancına dayanır. 

Kutsal mekanlarda yatan ulu zatlardan medet umma, yardım dileme görüşlerinin arkasındaki asıl temel neden ise, insanların ölümünden sonraki yaşamla ilgili inançlardır. Dini inançların birbirinden bir çok konuda farklı olsalar da, temel olarak ölümden sonraki yaşamla ilgili temel benzerlikler aynıdır. Bu temel benzerliklerde insanın öldüğünde, ruhun bedenden ayrılarak ruhlar aleminde yaşamın devam ettiği inancıdır. Ve aynı zamanda zahiri alemle(yakınlarıyla) sürekli iletişim halindedirler. Ölümden sonraki ruh halli Alevilerde ise “don değiştirdi” denilmektedir. 

Benim Nebilerim velilerim ölmez. Onlar kaynaktır. Allah’ın kulları onlardan kafur(bilgi) içerler. Veliler de o sevgiyi kullara akıtır.
Dehr(İnsan) Suresi 5-6 Ayet
Velilerin Allah Dostlarının peşinden gidenler kurtuluşa ereceklerdir.
Yunus Süresi 62-63-64 Ayet

Canlı varlıkların cümlesi için doğmak ne kadar hak ise, ölümde bir o kadar haktır. Çünkü Allah’tan geldik yine O’na döneceğiz. Varlığın birliğini Allah olarak kabul eden Alevi inancında ölüme; “Don değiştirdi”, “Hakk’a yürüdü”, “ruhu revan oldu”, “O, Hakk dünyasına yürüdü biz ise nahak dünyasındayız” gibi deyimler kullanılıyor. Hiç bir varlık yoktan var olmadığı gibi, ebediyen de yok edilemez. Sadece don değiştirir. Yani ruhun sürekli olarak tekrardan bedene bürünmesidir. 

Hz.Muhammed Mustafa; “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz” der. 

Yunus Emre ise; “Ete kemiğe büründüm, Yunus olarak göründüm (….) Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası.” 

Benim ruhum, Allah’tan gelmektedir. Ben de Allah’ım, lakin ete kemiğe büründüğüm zaman yunus oldum. Allah’ı arıyorsanız Yunus’a ya da kendinize bakmanız yeterlidir(Bu deyim her beşeri kuloğlu için söylenmemiştir, sadece ulu, kamil, erenler, evliyalar için geçerlidir). Hepiniz Allah’ın birer suretisiniz. Ondan geldiniz ve yine ona döneceksiniz demektedir. 

Mehmet Özgür Ersan
Yesari Abdal Çelebi

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir