İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İbadet ve Zikir: Bir Bilinç ve Anlayış Durumu

 


Giriş

İbadet ve zikir, birçok din ve inanç sisteminin temel taşlarıdır. İbadet, genellikle Tanrı’ya yönelik bir yalvarma ve özel işlemler ve düzenlenmiş sözlerle Tanrı’yı anma şeklinde anlaşılır. Ancak zikir, bazen daha geniş bir anlamda kullanılır. Zikir, bilim ve anlayış (ilim ve irfan) meclislerinde, gerçeklerin konuşulduğu muhabbetlerde bulunmayı ifade eder. Bu bağlamda, esas olan zikir değil, fikir’dir.

Bu makalenin amacı, ibadet ve zikir kavramlarının sadece dini ritüellerden ibaret olmadığını, aynı zamanda bir bilinç ve anlayış durumu olduğunu göstermektir. Bu amaçla, ibadet ve zikir kavramlarının anlamı, boyutları ve faydaları incelenecektir. Ayrıca, ibadet ve zikirin bireyin Tanrı’ya olan bağlılığını ve onunla olan ilişkisini nasıl ifade ettiği ve geliştirdiği ortaya konacaktır.



İbadet ve Zikir Kavramlarının Anlamı

İbadet, Arapça bir kelimedir. Kök anlamı, alçak gönüllü olmak, boyun eğmek, saygı göstermek, itaat etmek, sevmek ve hizmet etmektir. İbadet, bütün bu anlamları içeren bir kavramdır. İbadet, bireyin Tanrı’ya karşı duyduğu sevgi, saygı, bağlılık ve itaat duygularını, belirli şekil ve kurallara uygun olarak ifade etmesidir. İbadet, bireyin Tanrı’ya yakınlaşmasını, O’nun rızasını kazanmasını ve O’nun emir ve yasaklarına uymasını sağlar.

Zikir ise, Tanrı’yı anmak, hatırlamak, O’nu zihinde canlı tutmak demektir. Zikir, bireyin Tanrı’ya olan bağlılığını ve O’nu sevdiğini göstermesidir. Zikir, bireyin Tanrı’yla olan ilişkisini güçlendirir, O’na olan güvenini artırır ve O’ndan gelen nimetlere şükretmesini sağlar. Zikir, bireyin Tanrı’nın sıfatları ve evrende yarattığı eşsiz eserleri hakkında düşünmesini, O’nun büyüklüğünü, kudretini, rahmetini ve hikmetini anlamasını sağlar.

İbadet ve Zikir Kavramlarının Boyutları

İbadet ve zikir kavramları, sadece bireyin dışsal eylemlerinden ibaret değildir. Aynı zamanda bireyin içsel durumunu da yansıtır. İbadet ve zikir, bireyin kalbi, aklı ve ruhu ile Tanrı’ya bağlanmasını ifade eder. Bu nedenle, ibadet ve zikir kavramlarının üç boyutu vardır: Zikir, fikir ve şükür.

Zikir boyutu, bireyin Tanrı’yı anması, O’nu zihinde canlı tutması ve O’nu benliğinde duyabilmesidir. Zikir, bireyin Tanrı’yla olan ilişkisini sürdürmesi, O’nu unutmaması ve O’na yönelmesidir. Zikir, bireyin Tanrı’ya olan sevgisini ve bağlılığını göstermesidir. Zikir, bireyin Tanrı’ya yakınlaşmasını ve O’nunla birleşmesini sağlar. Zikir, bireyin kalbini Tanrı’ya açmasını, O’nu hissetmesini ve O’ndan yardım istemesini sağlar.

Fikir boyutu, bireyin Tanrı’nın sıfatları ve evrende yarattığı eşsiz eserleri hakkında düşünmesi, O’nun büyüklüğünü, kudretini, rahmetini ve hikmetini anlamasıdır. Fikir, bireyin Tanrı’ya olan saygısını ve hayranlığını göstermesidir. Fikir, bireyin Tanrı’yla olan ilişkisini derinleştirmesi, O’nu tanıması ve O’na teslim olmasıdır. Fikir, bireyin aklını Tanrı’ya yönlendirmesi, O’nun emir ve yasaklarını öğrenmesi ve O’nun iradesine uygun yaşamasıdır.

Şükür boyutu, bireyin Tanrı’dan gelen nimetlere karşı minnettarlığını bildirmesi, O’na hamd etmesi ve O’nu överek anmasıdır. Şükür, bireyin Tanrı’ya olan bağlılığını ve O’nu sevdiğini göstermesidir. Şükür, bireyin Tanrı’yla olan ilişkisini güçlendirmesi, O’na olan güvenini artırması ve O’ndan daha fazla nimet ummasıdır. Şükür, bireyin ruhunu Tanrı’ya bağlaması, O’nu memnun etmesi ve O’nun rızasını kazanmasıdır.

İbadet ve Zikir Kavramlarının Faydaları

İbadet ve zikir kavramları, bireyin Tanrı’ya olan bağlılığını ve onunla olan ilişkisini ifade eder. Bu ilişki, bireyin hem dünyevi hem de uhrevi hayatını etkiler. İbadet ve zikir, bireyin hem maddi hem de manevi yönden gelişmesine, mutlu ve huzurlu olmasına, sorunlarla baş etmesine ve hayatın anlamını bulmasına yardımcı olur.

İbadet ve zikir, bireyin maddi yönden gelişmesine katkı sağlar. Çünkü ibadet ve zikir, bireyin hayatını düzene sokar, disiplinli ve sorumlu olmasını sağlar, çalışkanlık ve dürüstlük gibi erdemleri kazandırır, helal kazanç ve harcama yapmasını öğretir, israf ve cimrilikten uzaklaştırır, paylaşma ve yardımlaşma bilincini geliştirir. Böylece ibadet ve zikir, bireyin hem kendisinin hem de toplumun refahını artırır.

İbadet ve zikir, bireyin manevi yönden gelişmesine katkı sağlar. 

aşk ile 

mehmet özgür ersan abdal yesari

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir