İslam, hayatın her alanını kapsayan kapsamlı bir yaşam biçimidir. İslam, sadece ibadet ve maneviyatla ilgili değil, aynı zamanda dünya işleriyle de ilgilidir. Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed ve Hz. Ali, Pîr Hacı Bektâş Velî, hepsi çalışmanın önemini vurgulamışlardır. Bektâşî’ye göre “İş Kutsaldır”. Çalışmak, üzerine düşen görevi yapmak ibadettir.
Bakara Suresi’nin 177. ayetinde belirtildiği gibi, “Yüzünüzü doğuya veya batıya çevirmek, hayır ‘doğruluk ve iyilik’ sayılmaz”. Bu, ibadetin sadece ritüel bir eylem olmadığını, aynı zaman da doğruluk ve iyilik eylemlerini de içerdiğini gösterir. İbadet için dünya işi bırakılmaz. Zühd içinde yaşayan Hz. Muhammed de hiçbir dünya işini ihmâl etmemiştir.
Ayrıca, lüzumsuz, fazla ibadetler (Namaz, oruç…) yasaklanmıştır. Bu, dini ritüellerin hayatın diğer yönlerini ihmal etmek için bir bahane olarak kullanılamayacağını gösterir. İslam, dengeli bir yaşamı teşvik eder. İbadet ve dünya işleri arasında bir denge kurulmalıdır.
Sonuç olarak, İslam’da çalışmanın önemi, hem dini metinlerde hem de İslam alimlerinin öğretilerinde vurgulanmaktadır. Çalışmak, sadece maddi ihtiyaçları karşılamak için değil, aynı zamanda manevi bir görev olarak görülür. Çalışmak, insanın üzerine düşen görevi yerine getirmek, topluma hizmet etmek ve Allah’ın rızasını kazanmak için bir araçtır. Bu nedenle, İslam’da çalışma, hem dünya hayatının bir parçası hem de ibadetin bir parçası olarak görülür.
aşk ile
mehmet özgür ersan abdal yesari
İlk yorum yapan siz olun