חֲנוֹךְ Ḥănōḵ – Tanah’ta
Sâbiîlerin “Hermes” için kullandıkları “Buzasaf” ismi ile “Budha” ismi arasında bir etimolojik benzerlik de göze çarpmaktadır. İbranîlere göre ise onun adı “Uhnûh”tur ve “ders vermek”, “inâbe vermek” ya da “aydınlatmak” anlamlarına gelir.4 Bu durumda “Uhnuh” ismi de if’al babından “çok ders vermek, çok ders çalışmak” anlamlarına gelir ki buradan da Arapça’da gayri munsarif cemî bir kelime olarak “İdris” ismi türetilir.
İdris, Hermes hürmüz bir ve aynı kişilikler olarak görüldüğünde İdris karakteri Zülkarneyn olarak da bilinen Büyük İskenderin Andreas ismindeki aşçısı, Zerdüştlüğün Huşengi, Budizmin Budası, İbranilerin Uhnuh’u üzerinden Akhenaton veya Osiris ile de bağlantılı görülür.
Eski Mısır dinindeki “Toth”u, İbrânî dinindeki “Uhnuh”u, Budizmdeki “Buda”yı, Zerdüştlükteki “Hûşeng”i ve İslâm dinindeki “İdris”i hep bu“Hermes” karşılığı olarak düşünme bir bakıma modern anlamdaki mukayeseli dinler çalışmalarının da başlangıç noktasını oluşturacaktır.
İnsanlara şehir kurmak san’atını ve idârecilik ilmini öğretti. 100 şehir kurdu. Bunların en küçüğü Diyârbakır yakınında bulunan Reha şehridir. Her millet öğrendikleri bu kâidelere göre kendi bölgelerinde pek çok şehirler kurdu.
HERMES = IDRIS PEYGAMBER
İnsanlar Ölümlü Tanrılar, Tanrılar Ölümsüz İnsanlardır.
M.Ö. 3000 yıllarında Eski Mısır döneminde bir başrahip vardır! Adı Hermes! Eski Yunanlılar kitaplarında, bu kişiden “Üç Kere Büyük Hermes” anlamında “Hermes Trismegistus” olarak söz ederler.
Hermes’ten, Tevrat‘ta ve Kuran’da da söz edildiğini görüyoruz. Tevrat’ta Enoch adında gizemli bir peygamber olarak zikredilen, Kuran-ı Kerim’de İdris Peygamber olarak anılan, Bahaî metinlerinde Hermesi Elvah olarak belirtilen, kadim Mısır bilgilerinde Toth diye bahsedilen, Eski Yunanda Hermes Trismegistus olarak belirtilen kişinin aynı kişi olduğu yaygın olarak kabul edilir.
İşte, bu rahip Hermetika adlı kitabında ilk defa “Tek Tanrı’dan” söz eder ve “Tüm evrenin Tanrı’nın görüntüsü ve her şeyin ondan bir parça olduğunu” söyler!..
İslam anlatılarında, ilk göğe çekilen peygamber olarak İdris Peygamber kabul edilir. ”Göğe çekilme; Tanrıyla bütünleşmek ve fiziki olarak da, orada ve yerde var olmak” anlamındadır.
İdris Peygamber; “İnsanlar ölümlü Tanrılardır, Tanrılar ölümsüz insanlardır” deyişiyle de ünlüdür! İdris Peygamberin kitabı olan Hermetika’daki dizelerden birkaçı şunlardır:
“Haydi dinleyin çamurdan insanlar!
Bir an düşün, nasıl oluştuğunu ana rahminde.
Aklına getir o usta işçiliği ve ara o sanatçıyı, böyle güzel bir görüntüye şekil veren.
Kim çizdi göz yuvalarını?
Kim açtı burun deliklerini, kulaklarını ve ağzını?
Kim uzattı sinirlerini ve sıkıca bağladı?
Kim yaptı kemiklerini ve etini deriyle örttü?
Kim ayırdı parmaklarını ve düzleştirdi tabanlarını?
Kim hazırladı kalbini ve boşluklar bıraktı ciğerlerinde?
Kim görünür kıldı güzelliğini ve sakladı bağırsaklarını içeride?
Kaç çeşit beceri kullanıldı ve kaç tane sanat eseri yaratıldı oluşturmak için bir insanı?
Gözlerinle görmek için O’nu, mükemmel düzenine bak!
Eski Yunan yazarlarına göre, Hermes’in bu görüşü, Eski Mısır’ın Teb ve Memphis şehirlerinde ki tapınaklarında öğretiliyordu.
Bu tapınaklara kabul edilenler, “İnisiyasyon” denilen ayinlerde, geçmiş yaşamda edindikleri şartlandırılmalardan arındırılıp, bu yeni anlayışın içinde yeni bir yaşama başlıyorlardı!
(İnisiyasyon, adayın geçmiş yaşamını terk edip, ezoterik anlayış içinde, toplulukta yeniden yaşama başlamasıdır.)
Hermetik düşünce, sadece Mısır ve Mısır dinini değil, bütün insanlığı etkilemiştir!
Kabalist anlayış, Simya geleneği, Yeni Plâtonculuk, Rönesans, Hıristiyan Gnostizm’i, Reform hareketleri ve İslam’daki mistisizm, Tasavvufi anlayış, Rafizilik, Mutezile, İsmaililik gibi tasavvuf düşüncesinin temelleri ve Pagan rahiplerin mistisizmi Hermetik metinlere dayanır.
İlmi Nücün (Astroloji), İlmi Simya (Alchemy) ve İhvan-ı Safa risalelerinin çoğunluğu Hermetik metinlerle doludur.
İhvan-ı safa (The Brethren of Purity)12. yüzyılda yazılmış Arapça el yazması risaleler kitabı. İhvan-ı safa (The Brethren of Purity) MS 9. veya 10. yüzyılda Irak’ın Basra kentinde Müslüman filozoflardan oluşan gizli bir topluluktu. Örgütün yapısı ve üyelerinin kimlikleri hiçbir zaman netlik kazanmadı.
Platon’un iki yerde12 aritmetiğin, cebirin, geometrinin, yazının ve diğer bazı ilimlerin kurucusu olarak bir Mısır ilahî kişisi olan “Theuth”tan bahsettiği görülür. Zîrâ eski Mısırlılar onu “Thoth”, “Tahuti”, “Thech”, “Tat” gibi isimlerle anarlardı ki bu kelime “Mürşid” veya “Öğretmen” anlamlarına gelmekteydi. Mısırlıların bu ismi “Aa Aa Tehuti” şeklinde telaffuz ettikleri söylenir ki buradaki “Aa Aa”; “Üç kere büyük” anlamına gelir. Grekler de bu ifâdeyi “Trismegistos” olarak kendi dillerine çevirince bunun anlamı üzerinde hayli farklı yorumlar gelişir. Bazı Müslüman düşünürler bu üçlü oluşa “Üç kere hikmetlenmiş” (Müselles bi’l-hikme) anlamını verirlerken bunu nîmetler üçgeni dedikleri Nübüvvet, Hikmet ve Hilâfet’in Allah tarafından ona bahşedilmesi olarak anlamaya meylederler
İdris terziliği icat etmezden
Endazeden geçti boyumuz bizim
Anka yaratılıp Kaf’a gitmezden
Bin Kaf’ı bekliyor toyumuz bizim
Çıldırtır zahidi bizim sırrımız
Zahid kırk yıl yusa çıkmaz kirimiz
Dünyamızda bizi paklar pirimiz
Murdar ölmek değil huyumuz bizim
Bir Seyrani vardır başı feslimiz
Bütün çarıklıyız yoktur mestlimiz
Münkire karışmaz bizim neslimiz
Evlad-ı Rasüldür soyumuz bizim
Aşık Seyrani -Develi
İdris (Arapça: إدريس), Kur’an’da adı geçen peygamberlerden biri ve Şit’in oğlunun oğludur. İlk kez onun döneminde insanların hayvan derileri giymekten kurtuldukları söylenir. Kumaşı bulduğu ve yazı yazmayı geliştirdiği söylenir. İslam mitolojisine göre 4. kat gökte yaşamaya devam etmektedir.
Âdem’in (aleyhisselâm) altıncı göbekten torunudur. İdrîs’in (aleyhisselâm) Âdem’e (aleyhisselâm) kadar olan nesebi şöyledir: İdrîs (aleyhisselâm) Yerd, Mehlail, Kinan, Enûş, Şît (aleyhisselâm), Âdem (aleyhisselâm). İdrîs’in (aleyhisselâm) annesinin ismi, Berre veya Eşvet’tir. İdrîs’in (aleyhisselâm) pek çok evlâdı oldu. Aralarında en meşhûru Metüşelah’tır.
Evlilik: Aadanah
Çocuk(lar):Methuselah
Ebeveyn(ler):Yerd ve Mehlail
Günümüzden beş bin yıl önce Mısır’da bir terzi yaşadı. Terzi, Mısır papirüslerinde Hermes
Tut adını taşıyor. Kuran’a göre o, Adem ve oğlu Şit’ten sonra gelen üçüncü peygamber
İdris’tir. Kalemle yazı yazan ve elbise diken ilk insan odur. Terzi Hermes’in, kendinden
sonraki bütün düşünsel akımlara ışık tutan düşüncesi şudur: İnsanlar ölümlü tanrılar, tanrılar
ölümsüz insanlardır.
Terzi Hermes, evrensel düşünü şöyle kuruyor: Kocaman boşluğun en altında ölümlülük yeri
dünya var, en üstünde de ölümsüzlük yeri Zuhal yıldızı. Zuhal yıldızı, evrensel aklın bütün
esrarını taşımaktadır, yedinci ve son kattır, ölümsüzlüğe orada erişilir. Maddeye boyun
eğmeyen başarılı ruh, yeryüzündeki kısa sınavını verdikten sonra, ilk basamak olarak ay’a
yükselir. Ay, düşünce dehasıdır, elinde gümüş bir orak tutar, doğumları ve ölümleri düzenler.
Göğün ikinci katını yöneten Utarit yıldızıdır. Utarit, soyluluk dehasıdır, sınavını başarıyla
vermiş ve birinci katta cesetlerinden ayrılmış ruhlara çıkacakları yolu gösterir. Üçüncü katı
Zühre yıldızı yönetmektedir. Zühre, aşk dehasıdır, elinde aşk aynasını tutar. Dördüncü kat gök güneşin egemenliği altındadır. Güneş, güzellik dehasıdır, başarı ışıkları saçmaktadır, pırıl
pırıldır. Beşinci katı Merih yıldızı yönetir. Merih, tüzenin dehasıdır, elinde tüzenin keskin
kılıcını tutmaktadır. Altıncı katı yöneten Müşteri yıldızıdır. Müşteri, bilimin dehasıdır, elinde büyük gücün asasını tutmaktadır. Yedinci ve son katsa, ölümsüzlüğe kavuşulan büyük
aydınlık, tümel aklın tüm sırrını saklayan Zuhal yıldızının katıdır.
Hermes’e göre, insanca ölümlü olmak da, tanrıca ölümsüz olmak da elimizde. Her akıl bu
gerçeği kavrayamaz. Bilim gücümüz, inan kılıcımız, sukut altınımız olsun. Bilmek, bulmak, susmak gerekir.
Hermes” motifinin bütün kültür ve medeniyetlerde asgarî şu üç özelliğe sahip oluşta birleştiklerini de görürüz. Onun ne kadar evrensel bir kimlik olduğunu ispatlayıcı bu özellikler şunlardır:
a-) Bir şekilde Tufan’la beraber anılır; Yâni ya ondan önce veyahut sonra yaşamıştır.
b-) Bütün kültürlerde seçkin, bilgili, nebî veya velî bir kişiliği vardır.
c-) En dikkat çekici olanı da bütün geleneklerde onun yüce bir makâma çıkmış olması, ölmemesidir.
Sıdk’ın (doğruluğun) fazîleti: Allahü teâlâ Meryem sûresi 56. âyet-i kerîmesinde meâlen şöyle buyrulmaktadır: “Kitapta İdrîs’i de an; çünkü o, çok sâdık bir peygamberdi.” buyurulmaktadır.
Ayrıca Antik Yunan mitolojisindeki Hermes ve Antik Mısır mitolojisindeki Thoth’un Kur’an’daki İdris ile aynı kişi olduğu ve MÖ 14.000 civarında yaşadığı iddia edilir.
Orhan Hançerlioğlu İdris’i şöyle anlatmaktadır;” Günümüzden beş bin yıl önce Mısır’da bir terzi yaşadı. Terzi, Mısır papirüslerinde Hermes Tut adını taşıyor. Kuran’a göre o, Adem ve oğlu Şit’ten sonra gelen üçüncü peygamber İdris’tir. Kalemle yazı yazan ve elbise diken ilk insan odur. Terzi Hermes’in, kendinden sonraki bütün düşünsel akımlara ışık tutan düşüncesi şudur: İnsanlar ölümlü tanrılar, tanrılar ölümsüz insanlardır.”
İdris Peygamber terzidir, kumaştan elbise değil hal elbisesi dikerdi.
Seyyid Deli Mehmet Evlad-ı Hünkâr
Çıkıp gökyüzünde sökün eyleyen
Şam’da kul Yusuf’u görmeye geldim
Eğildim turaba yüzümü sürdüm
Hakkın divanına durmaya geldim
Nurdan kuşak kuşattılar belime
Hak Muhammed Ali geldi dilime
İnem gidem imamların yoluna
Yusuf’tan bir haber almaya geldim
Pir Sultan Abdal’ım dünyadan göçtü
İdris peygamber de donunu biçti
Suyu suya köpr’eyledi kim geçti
Yusuf’tan bir haber almaya geldim
Yapusu var usul ile yapulu
Hocası var kapusunda tapulu
Bir şar gördüm üç yüz altmış kapulu
Kimini açıp kimini örtmeye geldim
Peygamberler Kıssaları kitabından İdris Peygamber Cennet ve Cehennemi ziyaret ederken temsil eden bir Pers minyatürü
İdris’in Tanah’taki Hanok (İbranice: חנוך) ile aynı zat olduğu iddia edilir. Hanok Adem’in oğlu Şit’in zürriyetindendir ve 365 yıl yaşar. Yaşamının sonunda tanrı ile birlikte yürüyerek gözden kaybolur, yani ölmez. Yunanlara göre O trimegistustur (Üç kere ermiş, Yunanlar bu ismi Hermes’e de vermiştir ve bu da üç kere kutsanmış demektir. ) Astroloji ve simyanın kurucusu olmasının yanında kalemle yazı yazan ve dikiş diken ilk insandır.
İdris terziliği icat etmeden
Geçti endazeden boyumuz bizim
Anka yaratmayız Kaf’a gitmeden
Bin bir çile çeker soyumuz bizim
Kapı değişemez bizim birimiz
Münkir kırk yıl yusa gitmez kirimiz
Hayatta pak eder bizi pirimiz
Murdar ölmemektir hayımız bizim
Bin bir sıramız var başı feslimiz
Cümle çarıklıyız yoktur meslimiz
Güruh-u Naci’dir bizim neslimiz
Münkire karışmaz soyumuz bizim
Dünya bize zindan münkire cennet
“Küllü men aleyna” buyurdu ispat
Kimsenin hakkında etmeyiz gıybet
Bağlıdır Rıza’ya payımız bizim
Feryadi alemde bire bağlıyız
Birde ikrarımız pire bağlıyız
Nur-u Ahmet nur-u yare bağlıyız
Bir derya, bulunmaz suyumuz bizim
Feryadi- Arpaçay
İdris, Hermes hürmüz bir ve aynı kişilikler olarak görüldüğünde İdris karakteri Zülkarneyn olarak da bilinen Büyük İskenderin Andreas ismindeki aşçısı, Zerdüştlüğün Huşengi, Budizmin Budası, İbranilerin Uhnuh’u üzerinden Akhenaton veya Osiris ile de İnsanları Allahü teâlânın emirlerini yapmaya çağırıp, emr-i bil-ma’rûf ve nehy-i anil-münkere (iyilikle emredip, kötülükten nehyetmeye) devam etti. Allahü teâlâ ona 72 lisân ile konuşmayı nasîp etti.
İdrîs (aleyhisselâm) insanlara hikmetli sözler ile pek çok nasîhatte bulundu. Onun bu kıymetli sözlerinden bâzıları şunlardır:
Akıllı kimse, sultânlara, âlimlere ve dostlarına hakâret gözü ile bakmasın. Yoksa sıkıntıya düşer, dînine zarar gelir, mürüvvetini yok eder.
Akıllı kimse, hikmeti arar. Umûmî belâ ve musîbetten dolayı boşuna ızdırap gösterip, kendisine zarar vermez.
Akıllı kimsenin mertebesi yükseldikçe, tevâzusu artar.
Akıllı kimse başkalarının ayıbına bakmaz. Kişinin ayıbını yüzüne vurmaz. Malı çoğaldıkça, mağrur olup, ahlâkını bozmaz.
Nefsini temiz tutmayanın aklı yok demektir; onu akılla medh eyleme.
Nâdan (câhil), mertebesi yüksek olsa da, basîret ehlini hakîr ve aşağı görür.
Akıllı kimsenin dünyâdaki mertebesi ne kadar aşağı olsa da basîret ehli yanında yüksektir.
Bir kimse; adâletli devlet reisi, hükmü geçerli kadı (Hâkim), tabîb-i hâzık ve akar su bulunmayan bir yerde yerleşse canını ve malını zâyî etmeye çalışmış olur.
İlim ve sâlih amele kavuşmak isteyen, cehâleti ve kötü işleri bıraksın. Nitekim her san’attan anlayan kimse, terzilik yapmak istediği zaman, onunla alâkalı aletleri alır, diğerlerine âit olanları bırakır.
Âhıret ile dünyâ sevgisi aslâ bir arada bulunmaz.
Duâ ettiğiniz zaman niyetiniz hâlis olsun, namaz ve oruçlarınızda da böyle yapınız.
Yalan yere yemîn etmeyiniz.
Adi ve düşük kazançlardan sakınınız.
Kur’an-ı kerîmde sâdece dört âyet-i kerîmede (Meryem sûresi 56, 57; Enbiyâ sûresi 85, 86) zikredilmiştir.
Aşk ile
Araştıran: Mehmet Özgür Ersan
Abdal Yesari
Dış okumalar
Hermetizm, İdrisçilik 2 Ocak 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
İDRÎS – İslam ansiklopedisi 21 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
you tube – Peygamber Enok’un Kutsal Kitabı 7 Mayıs 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Diamond Tema – Peygamber Enok/Hanok’un Kitabı 7 Mayıs 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Kaynakça
[1]
Turgut Gürsan, Dünyanın Gizli Tarihi, 1. Bölüm, İstanbul: Pegasus Yayınları, 1. Baskı, ISBN 978-605-5943-49-3
[2]
“Arşivlenmiş kopya” (PDF). 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 20 Şubat 2017.
[3]
Orhan Gökdemir Din ve Devrim s 26
[4]
Orhan Gökdemir, Din ve devrim s 85-97
İslami Kaynaklar :
1) Tefsîr-i Kebîr
2) Tefsîr-i Mazharî
3) Tefsîr-i Kurtubî
4) Tefsîr-i Taberî
5) Rûh-ul-Beyân
6) Zâd-ül-mesîr
7) Feth-ul-Bârî şerh-ul-Buhârî; cild–1, sh. 390, cild-6, sh. 265
Nesâî; cild-1, sh. 178-179
9) Tirmizî; cild-4, sh. 277
10) Müsned-i Ahmed ibni Hanbel; cild-3, sh. 260
11) Târih-üt-Taberî; cild–1, sh. 83
12) Hasâis-ül-Kübrâ; cild–1, sh. 180
13) Bedâyi-üz-zühûr; sh. 59
14) Ravdat-üs-safâ; sh. 118
15) Künh-ül-Ahbâr; cild–2, sh. 6
16) Tezkiret-ül-Hikem; sh. 4, 5
17) Lügat-i târihiyye ve coğrafiyye; cild-1, sh. 109
18) Tabakât-ı İbn-i Sa’d; cild-1, sh. 40
19) Delâil-ün-Nübüvve; sh. 96
20) Arâis-ül-mecâlis; sh. 49
21) Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye; sh. 78, 79, 334, 705, 1080, 1116
22) Rehber Ansiklopedisi; cild–8, sh. 75
23) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; cild-9, sh. 182
24) Kısâs-ı Enbiyâ (Kisâî); cild-1, vr. 65
25) Mir’ât-ı Kâinat; cild-1, sh. 66
26) El-Kâmil fit-târih; cild-1, sh. 62
27) El-Milel ven-nihâl; cild-2, sh. 45
28) Târih-ul-hükemâ (Kıftî); sh. 3
29) Mu’cizât-ül-enbiyâ; sh. 16
İlk yorum yapan siz olun