İmamların yaşamı yalnız bir grup öğrenciye, müride ve sevenlerini
etrafına toplayıp namaz, zekat, hac hükümleri, ahlak ve marifet usulü
din, irfan gibi şeyleri beyan etmekten ibaret değildir.
İslam’ın ilk yıllarından sonra unutulan İslami bir adalet nizamının
dünyada kurulmasıdır.
Fakat bunun yerini saltanat, kisralar, kayserler, zorbalar,
iskenderler ve tarihin üç büyük zalimini hilafet kıyafetiyle görmemiz
ardından Beni Ümeyye ve Beni Abbas hanedanları yaşamamızdır.
Kur’an artık zenginlerin ve güçlülerin istediği şeklinde tefsir edildi
ve insanların zihinleri hükümetin ve hakimlerin ahırlarında çöplenen
alimlerin haince operasyonlarının, kumpaslarının elinde zay oldu.
O zaman Resul’den İmam Mehdiye kadar 250 Yıllık İnsanın yaşamı bize
mazlumlarında Hak’kın Adaleti çerçevesinde kendi adil dünyasını
yaratacağının delilleri ve bunun mücadelesinin tarihidir.
İmam Ali’den İmam Askeri’ye kadar tüm imamlar ‘hepsi tek bir nurdur.’
Alınlarında Fatıma’nın Zühre yıldızı vardır. Onlardan herhangi birinin
yaptığı bir eylem söylediği bir söz bir bedenden çıkmış bir ağızdan
söylenmiştir.
Yalnızlaşmışlar, mazlum bırakılmışlardır. İslamı doğru şekilde beyan
ettikleri için.Bu iktidar sahiplerini hep rahatsız etmiş. En küçük
fırsatta katledilmişlerdir.
Zalim Ebu Süfyan,Muaviye, Yezit ve onları soyu zulmü tesis etmek için.
İslam’ı insanların beyninden silmek için, İslam’ı ruhundan,
muhtevasından ve mahiyetinden koparmaya ve içini boşaltmaya
mecburdular. İşte tam da bu yaptılar.
Emevi ve Abbasi hilafetlerinde İslam’ın zahirine muhalefet
edilmiyordu, ancak İslam’ın manasına ve ruhuna muhalefet ediliyordu.
İslami cihad, emr-i bil maruf ve nehyi ani’l münkere, İslami
hakikatlerin söylenmesine muhalefet ediyorlardı.
Bu yüzden İslam’ı ruh ve hakikatinden koparmak için bir grup kiralık
kalem ve kiralık dillere sahiptiler. Onlara para verip hadis
uyduruyor, para verip kendileri için menkıbe yazdırıyorlar, para verip
kitap yazdırıyorlardı.
Bununla da kalmayıp Mazlumlara zulmediyorlar, sadıkları çöllere
sürüyorlardı. Şarap içiyor, kafirlerle uzlaşıyor, müminleri baskı
altında tutuyorlardı. İnsanlar arasında ayrımcılık yapıyor, fakirlere
baskı yaparak insanların mallarını ellerinden alıyorlardı.
İmamlar bunu görüyorlardı. Resulün değerli mirasının tahrif
edildiğinin bilinciyle köleleri satın alıp, azat ediyorlar, onları
hidayetle yetiştiriyorlardı.
İmamların sözlerine bakıldığında pek çok durumda hükümet sistemine,
saltanata ve hilafete uşaklık eden alimlerin, fakihlerin ve
muhaddislerin İslam adına söylediklerini reddederek hakikatleri beyan
etmişlerdir.
İmamların yaşamlarına, olaylar karşısında tavırlarına bakmadan,
onların sözlerini anlamadan İslam’ın özünü Kuran’ın bir yol gösterici
kitap oluşunu anlamak mümkün değildir.
Çünkü Resul Kuran’ı Ehli Beyt’le kaim hale getirmiştir. Bugün İslam’ı
anlamak için 250 yıllık İnsan’ın yaşamına, tavırlarına ve sözlerine
bakmak gerekmektedir.
Mehmet Özgür Ersan Dede Yesari Abdal Çelebi
İlk yorum yapan siz olun