Ekersen vefa tohumu ceset kuru gitmez
Harman yeri bu ukba tef çalarak didar gelmez
Abdal Yesarim neş’e edin bu cevri cefayı
Ne ekersen o gelir seninle bilesin can ölmez
Sözlükce:
UKBÂ
(ﻋﻘﺒﻰ) i. (Ar. ‘uḳbā) Öbür dünya, âhiret: Ne dünyâda ne ukbâda / Gönül bir özge sevdâda /
Demâdem fikr-i Mevlâ’da / Gönül eğlenmez
eğlenmez (Aziz Mahmud Hüdâyî). Ukbâda
pâye almağa sâî olan kişi / Dünyâda
doğrulukla görür bence her işi (Abdülhak
Hâmit’ten). Ne çâre ki âileden onu en son
gören o olmuş ve bu değerli adam ukbâ
hayâtına geçip gidivermiştir (Sâmiha Ayverdi
didar / dîdâr / دیدار
Mülâkat, görüş. (Farsça)
Görünme. (Farsça)
Yüz. Çehre. (Farsça)
Görüş kuvveti, göz. (Farsça)
Açık, meydanda. (Farsça)
Göz, görme, görünme.
Görüşme, buluşma. (Farsça)
Tasavvuf dilinde Hak ile görüşme. Hakkın yüzünü görme.
Aşk ile
Mehmet Özgür Ersan
Abdal Yesari
İlk yorum yapan siz olun